Sosyal medya paylaşımlarıyla büyük tepki çeken Dilan Polat, cezaevinde hatalarını fark ettiğini belirterek, “Toplumun hassas noktalarını göz ardı etmişim. Artık daha dikkatli içerikler paylaşacağım” dedi. Linç kampanyasına maruz kaldıklarını, ancak suçlamaların gerçek olmadığını savundu. Dilan Polat, cezaevinden çıktıktan sonra yaşadıklarını Günaydın’dan Tuba Kalçık’a anlattı. Vergi kaçırma ve kara para aklama gibi ağır suçlamalarla karşılaşan Polat’ın yargı süreci devam ediyor.
“İDDİANAME HAZIRLANMAMIŞKEN ‘KARA PARA’ DENDİ”
“Vergi kaçırma ve kara para aklama davasında sizin ve eşinizin tahliye edilmesi kamuoyunun önemli bir kesiminde tepkiyle karşılandı” şeklindeki soruya Dilan Polat’tan şu yanıt geldi: “Elbette çok üzücü. En kötüsü de haklılığımızı anlatacak ortam bulamamak. Her gün yeni bir iddia ortaya atılırken dikkat kesilenler, şimdi lehimize olan kanıtları, çürütülen iddiaları görmezden geliyor. Kamuoyu aylarca ortada bir kanıt olmadan yanlış yönlendirildi.
Bir tane belge yoktu, düşünebiliyor musunuz? Daha iddianame bile hazırlanmamışken, soruşturma devam ediyorken “Kara para” dendi, “Bahis” dendi ve kimse çıkıp “Hani belge?” diye sormadı. Kamuoyunda bir linç furyası başladı ve sonrasında da sesimiz duyulmaz oldu.
“E-DEVLETTEN EVRAK İLE YALANI İSPAT ETTİK”
İddianame düzenlendiğinde avukatlarımız tanık ifadelerinden başka delil olmadığını açıklamıştı. Bu beyanlar da tek tek çürütüldü, hem de devlet arşivlerinden alınan evraklarla. Örneğin benimle 16 Mart 2021’de Ortaköy’de buluşup yüz yüze tanıştığını iddia eden bir tanık vardı, ben o tarihte ameliyat olmuş ve söylediği yerde hiç bulunmamıştım.
Yine eşim Engin ile Haziran 2021’de Tuzla’da buluşup eşime para verdiğini iddia eden biri vardı, bu kişiye ait emniyetten HTS Baz istasyonu kayıtları geldi ve bu kişinin söylediği tarihlerde İstanbul’a gelmediği ortaya çıktı. Yine Engin’in 2 Nisan 2017’de ülkeye girişinin gözüktüğü ama çıkışının olmadığı iddiası vardı ve yasadışı yollardan ülkemizden çıkış yaptığı söyleniyordu. Bunun da yalan olduğunu e-devletten aldığımız evrak ile ispat ettik.
“KEŞKE ‘HANİ KANITI’ DİYE SORAN ÇIKSAYDI”
Ailece 1 Nisan 2017’de resmi yollardan birlikte çıkış yaptığımızı barkodlu belge ile gösterdik. ‘Masumiyet karinesi’ denir, tüm davalarda, reyting ne yazık ki bunu da yok etti. Soruşturmada gizlilik kararı vardı, bilgi sahibi değilken, ellerinde kanıt olmadan bizi etkileşime kurban ettiler.
Kamuoyunda bir kesim de maalesef yapılan bu aleyhimize haberler karsısında tepki verdi. Kızmıyorum, önlerine ne sunulduysa onu gördü, dinledi insanlar ama keşke “Hani kanıtı?” diye soran çıksaydı. Bir asılsız ihbardan ve hayatımızda hiç görmediğimiz, hükümlü insanların yalan beyanları yüzünden çok zor, çok acı olaylar yaşadık.
Aylarca her şeyimiz araştırıldı. Satışlarımız, hesaplarımız, çalışanlarımız, mal varlığımız, hatta toptan satış yaptığımız müşterilerle bile görüşüldü. Aylar sürdü bu. Ve nihayet MASAK raporu ile kara para, bahis, örgüt iddialarının gerçek olmadığı ortaya çıktı ve tahliye edildik.”
“PAYLAŞIMLARIM REYTİNG UĞRUNA KÖTÜ LANSE EDİLDİ”
“Cezaevinde kendinizle hesaplaştınız mı? Hata yaptığınızı düşündüğünüz şeyler var mı?” sorusuna ise şu cevabı verdi: “Aylarca kendimle çok hesaplaştım, yüzleştim, hatalarım var elbet. Farkında olmadan toplumun hassas noktalarını göz ardı eden paylaşımlar yapmışım. İşimin en önemli kısmı sosyal medyada içerik üreterek yürüyor.
Bu çerçevede yaptığım ve daha önce dünyada birçok fenomen tarafından defalarca kez yapılan paylaşımlar toplumun gözüne ilk yapan benmişim gibi lanse edildi. Paylaşımların bir kısmı kesilerek öncesi veya sonrası yayınlanmadan bilinçli şekilde reyting uğruna kötü lanse edildi, aylarca aynı olumsuz videolar kesilerek her gün medyada kamuoyunda algı oluşturmak adına bilinçli şekilde yayınlandı.
“PAYLAŞIMLARIM EKONOMİK SIKINTILARDAN DOLAYI OLUMSUZ TEPKİ ALDI”
Oysa dünyada başına ilk dolar takan ve içerik üreten fenomen ben olmadığım gibi, kocasından güller alan ilk kadın da ben değildim. Ki bu dolarlar sahteydi elbette…
Yaptığım gösterişli içerik paylaşımları, toplumda yaşanan ekonomik sıkıntılar da dikkate alınınca olumsuz tepki aldı, daha hassas, dikkatli davranmalıydım.
Bu tarz paylaşımları tekrarlamayı düşünmüyorum. Sağduyulu, olumlu, toplumu rahatsız etmeyecek içerikler paylaşmaya özen göstereceğim.”
“ESKİDEN TAKİPÇİLERİM İZLERDİ, ŞİMDİ HABERLERE DÜŞÜYOR”
“Sosyal medyadaki videolarınız da çok konuşuluyor. Özellikle eşinizin tahliyesi sonrası çektiğiniz video çok tartışıldı. Siz bu eleştiriler için neler söylemek istersiniz?” sorusunu ise şöyle cevapladı: “Eşimin tahliye haberi beni çok mutlu etti ve açıkçası, mutluluğumu, sevincimi bana günlerce iyi dilek mesajları gönderen insanlarla paylaşmak istedim.
Eskiden paylaşımlarım haberlere düşmezdi ve sadece sevenlerim, takipçilerim izlerdi, böyle bir etki yapacağını o an düşünemedim. Aylardır çocuklarımızdan ayrı kalan ve bir odada tek başına 10 ay geçiren eşime, ailemize kavuşacak olmanın heyecanı ve mutluluğuydu bu.
“HER ADIMIMIN ALEYHİME HABER YAPILMASINA ÜZÜLÜYORUM”
Artık attığım her adım aleyhime haber yapılıyor ve çok üzülüyorum. Biz eşimle 10 ay birbirimizi görmedik, çocuklarımızdan ayrı kaldık, haftada bir 10 dakika telefonda konuşmaktan başka bir iletişimimiz olmadı. Ona kavuşacak olmanın verdiği sevinç, mutluluk ve heyecanla paylaşmıştım ve böyle bir tepki alacağını öngöremedim, üzüldüm.”